20 Aralık 2010 Pazartesi

sana bi hikaye anlatıyım mı ?

sana bi hikaye anlatıyım mı ? çok uzak bi kentte bi delikanlı yaşarmış.pek yakışıklı sayılmazmış ama çok cesur ve duygusalmış.tek bir amacı varmış bu delikanlının sadece mutlu olmak.düşünmüş düşünmüş mutluluğu oturduğu yerden bulamıcağına karar vermiş.şehir şehir gezmeye gerçek mutluluk nedir nasıl bişeydir diye araştırmaya başlaşmış.bir çok şehir gezmiş . eski yıkık bir şehirdeki ihtiyar ona mutluluğun para olduğunu söylemiş.bizim delikanlı gülmüş geçmiş gezmeye devam etmiş.dağların doruğunda bir köye gitmiş ordaki gençten bi adam ona mutluluğun tarla bağ bahçe olduğunu söylememiş .bizim ki ona da gülmüş geçmiş.böylece şehirler gezmiş yıllar yıllar gezmiş.mutluluğun ne olduğunu bulamadan evine dönmüş bizim genç.ama artık genç değil yaşlı bir adam olmaya başlamıştır.ama o kadar yorulmuş o kadar bıkmıştır sıkılmıştır ki mutluluğu aramaktan hayata küsmüş evinden bile çıkmaz olmuş.bir gün kapısı çalmış.kim o diye seslenmiş bizim ki dışardan ses gelmemiş bir daha kim o diye seslenmiş yine cevap yokmuş.umursamamış oturmaya devam etmiş.ertesi gün yine kapısı çalmış bu sefer hiç seslenmeden kapıyı açmaya karar vermiş.kapıyı açmış birde ne görsün kendi yaşlarında çok hoş bir kadın.pardon demiş kadın sizin mutluluğu aradığınızı duymuştum sanırım bu konuda size yardımcı olabilirim demiş.bizim ki de bian heycanlanmış kalbi küt küt çarpmaya başlamış.peki buyur içeri anlatın bana demiş belki siz bana yardımcı olabilirsiniz.kadın içeri girmiş oturmuş.adam buyrun sizi dinliyorum demiş.kadın hiç birşey demeden yerinden kalkmış adamın yanına gelmiş elini almış ve adamın kalbine koymuş elini.tabi bizim ki ne olduğunu anlamamış ve sormuş . ne yapıyorsunuz siz ? kadın cevap vermiş.size gerçek mutluluğun nerde olduğunu gösteriyorum demiş.nasıl yani demiş adam.kadın anlatmaya başlamış.asıl mutluluk kalbimizin derinliklerinde kendimize bile söylemekten korktuğumuz yerde onu uzakta aramaya gerek yok içinize bakmanız yeter.kin,kıskançlık ve nefretin kapladığı kalbimizin ta derinlerinde bizi insan yapan yerde.yani en yakında en yakınımızda ki en ufak şey bizim mutluluğumuzdur .bunu duyan bir an düşünmüş ve o an fark etmiş gerçeği.kadına çok teşekkür etmiş. o andan sonra en yakınında ki şeyden mutluluğu yaşamaya başlamış.üzmeden kendini sıkmadan...

aslında söylicek bişey yok mutluluk her zaman en yakında olandır

12 Ekim 2010 Salı

Koca Kaptan Gürsel Aksel (1937-1978 )


1937 yılında Edirne’nin Uzunköprü İlçesinde dünyaya gelmiştir.
Gürsel Aksel Manisa’da ağabeyi Güler Aksel ile birlikte Lise eğitimini sürdürürken futbolla tanışmışlardır. Güler- Gürsel kardeşler kısa sürede gösterdikleri üstün performansla İzmir takımlarının dikkatini çekmişler ve 1955 yılında Göztepe’mize transfer olarak profesyonel futbola “merhaba” demişlerdir. Gürsel Aksel , tam 17 yıl boyunca Göztepe Futbol Takımında görev yaptı. Efsane Göztepe takımının koca kaptanı olarak Türk Futbol Tarihinde Avrupa Kupalarında ilk çeyrek ve ilk yarı finali oynayan tamamı Türk futbolcularının başında sahaya çıktı. İki kez Türkiye kupasını , bir kez Cumhurbaşkanlığı Kupasını kazanan muhteşem kadronun başında o vardı. Askerliğini yaptığı 1965-66 yıllarında Kazablanka’da yapılan Dünya Ordulararası Futbol Şampiyonasında Ordu Milli Takımımızda takım arkadaşları
“Ali Artuner, Nevzat Güzelırmak, Çağlayan Derebaşı , Halil Kiraz” ile birlikte görev yaparak Ordu Milli takımımızın Dünya Şampiyonu olmasında büyük katkı sağlamıştır.
Aktif futbol hayatını noktaladıktan sonra önce Göztepemiz daha sonra sırasıyla Boluspor, Orduspor ve Rizespor’u çalıştırarak Türk Futboluna katkısını sürdürmüştür.
1978-79 sezonunda Rizespor’u çalıştırırken , Rize’de bir benzin istasyonunda meydana gelen patlama sonucu genç yaşta aramızdan ayrılmıştır. Üç kez A , iki kez Ümit , 12 kez de Ordu Milli Takımında görev yapan koca kaptan Gürsel Aksel’in ölümün yıldönümünde bir kez daha anıyor, Allahtan rahmet , tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.


“Biz bu güne kadar formamıza hiç ihanet etmedik, ettirmedik size şanlı bir forma bıraktık.”
Gürsel AKSEL

www.göztepe.org.tr sitesinden alıntıdır.

SENİ UNUTMADIK KOCA KAPTAN


3 Eylül 2010 Cuma

forgive me

So I'll cross my heart
And hope to die
Before I have the chance to lie
To you my dear
Who I wish no harm
But I know in the end this will turn out wrong
See I've been known to fall in love
But sometimes love just is not enough
And my heart will stray
Before too long
So please forgive me
For when I sing this song

2 Eylül 2010 Perşembe

belki yine

ansızın uyanıyorum.saati arıyor gözlerim yine yere düşmüş kaldırıp bakıyorum 6 ya geliyor kahretsin diyorum az kalmış yine sabaha.kalkıyorum yataktan artık uyayamam ki . salona gidiyorum televizyonu açıyorum bakıyorum saçma sapan şeyler.kapatıyorum.balkona çıkıp bi hava alıyım bari diyorum.açıyorum kapıyı geceyle sabahın tam birleşme anı. bi serinlik yayılıyor salona doğru.hafifçe titriyorum ve atıyorum adımımı balkona.karşımda dağlar dağlarda yüzlerce binlerce ev.acaba diyorum şuan o ne yapıyor .uyuyodur herhalde . kimi görüyor ki rüyasında ben olmadığım kesin ama .nese diyorum yaslanıyorum balkon demirlerine.hava ne güzel.keşke hep böyle olsa puslu ve serin . düşünmek için çok güzel bi an sanırım. bakıyorum geçmişime yaşadıklarıma . yaptıklarıma.çok kırmışım galiba çok üzmüşüm ama bi o kadarda üzülmüşüm.kim var yakınımda diyorum düşünüyorum.kaç tane sevdiğim insan var iki elin parmaklarını geçmez . arkadaş ararsan bol .yalnız değilim aslında ama yalnız hissediyorum kendimi . neden diyorum neden böyle .kaç kiş benim anlar ki şu hayatta 3 bilemedin 4 kişi . ama yinede bi eksik var gibi .sanki yarım yok dışarda benden uzakta başka bedenleri kendi yarısı sanarak dolaşıyor.aama bağırıyorum burdayım ben senin yarınım ne işin var onlar sen ve ben biziz bakıyor yüzüme anlamıyor .of diyorum balkonda annem geliyor noldu oğlum niye uyandın daha çok erken hadi yat diyor.tamam anne diyorum.çıkıyorum balkondan odama gidiyorum.oturuyorum yine yatağa dışarı doğru bakıyorum .uyamak en iyisi galiba diyorum .belki yine onu görürüm rüyamda.bi umutla kafamı koyuyorum yastığa uyuyorum.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

bazen ben bişeyler yazarım(1)

gece gece oturdum her zamanki gibi bilgisayarın başını.yanıp sönen imlece hayranım insanın içinde bişeyler yazma isteği yaratıyor .bu gece aslında sadece tarihe not düşmek istiyorum.olup bitenler falan anlatmak son 3-4-5 ayımın özetini geçmek istiyorum.evet çok açık yazıyorum kimin okuyup yada okumucağı umrumda değil saklıcak gizlicek bişeyim yok .öyle ima falan sevmem ben genelde direk konuşmak lazım açıkça.bu günden başlamak istiyorum anlatmaya sabah kalktım çılgınca mutluydum neden olduğunu bilmediğim bi mutluluk hani sanada olmuştur o biliyorum sanada olmuştur.öğlene doğru bi sıkıntı baş göstermeye başladı aslında bu güne özgü olan bi durum değil genellikle son bi kaç aydır bu durum böyle istisna olan tek durum sadece mutlu uyanmış olmam.benim mutluluklarım kısa sürer.uzamaz gereksizce tadını dozunu sınırını bilir abartıya kaçmaz.çünkü biliyorum ne olabilceğini yada olmayacağını .nese kısaca mutsuzum sanırım .içimde bi boşluk var dolmuyor .hani herkes bişeyler arar ya ben arasamda bulamıyorum artık işin komik yanı nerde olduğunu bildiğin bişeyi aramakta ayrıca bi saçma.bi parçam eksik gibi yalnız hissediyorum kendimi hiç olmadığım kadar nedenini bilmiyorum ama sanki bişeyler kopuyor benden parça parça .gittikçe yalnızlaşıyorum .açıkçası çok korkuyorum yalnız kalmaktan .bana göre değil galiba yalnızlık .ama kalabalıkta hiç bana gelmez.bunun bi orta yolu var mı çok merak ediyorum.bi süre yaşadığım yerden uzaklaşmalıyım kafamı toplamalıyım biraz bira içmeliyim belkide bilmiyorum ama toparlamalıyım kendimi.nerden başladım nereye geldim bak görüyormusun ? saçmaladım yine . yazmaya başladığım zaman başını unutuyorum hep kaptırıp gidiyorum.ben öyle süslü laflar söyleyemem sadece hissettiklerimi yazarım . nese gitsem biraz ben iyi olur .

7 Ağustos 2010 Cumartesi

anlayamıcaksın ki

dün gece yalnız uyudum benden başka kimse yoktu evde evet çok güzeldi rahattım.her gün böyle olsa mutlu olurum hergün.şuan ki duygularımı hiç bir şekilde anlatamam anlaşılmcak şeyler ben bile ne olduğunu anlamıyorum aslın da ama garip çok garip hem içim de ama aslında çok dışımda bişey .hayat çok garip ne olcağını tahmin bile edemiyorsun. şu hala bak nasıl oldu da böyle oldu .biriyle konuşmam lazım sadece .teşekkürler

4 Ağustos 2010 Çarşamba

rüya

çok güzel bi rüya gördüm sende vardın içinde hep yanımdaydın ayrılmıyordun hiç gitmiyordun.gerçek olsa ... seviyorum seni be ben kıskanıyorumda .elimi tutsan ne güzel olurdu .hayal bunlar yine neyse.teşekkürler

merhaba

sabah uyanmakta gerçekten zorlandım.sanırım gördüğüm rüyadan kopmak istemedim. aslında rüyalar çok garip insana genellikle gerçek hayatından hiç olmayacak şeyleri adeta gerçekmiş gibi gösteriyor sanırım rüyalar bizim kendi içimizdeki bilim kurgu filmciklerimiz bilim kurgu derken oyalın bilimle falan hiç bi ilgisi yok hani genelde bilim kurgu filmlerin çoğu gerçeği yansıtmaz ya ondan öyle diyesim geldi.tabi gerçek olabilme ihtimali de var o ayrı .nese işte biraz düşündüm de merhaba demek lazım her sabah uyandığımızda dünyaya çünkü o her zamanki gibi hazır ve bizi bekliyor tüm iyilikleri ve kötülükleriyle .biraz olumluyum bugün sanırım keyfimde yerinde . ama hala seni görmeyeli çok zaman oldu özlüyorum . baş şişirmeye başladım iyice günlüğü çevirdim yazıları boşver.eğer okuduysan teşekkürler.

2 Ağustos 2010 Pazartesi

.

berbat bi uykunun ardından sabahın köründe kalkmaktan nefret ediyorum gözlerimi açarken bile zorlanıyorum halsizim,keyfisizim.uyandığımda ağzımda biranın o paslı tadı vardı bazen güzeldir bu tat ama bu gün hiç hoşuma gitmedi nedendir bilmiyorum .içimde bi boşluk var böyle dolmuyor yeri nedense deniyorum doldurmaya çalışıyorum o boşluğu ama dolmuyor. bi şekilde becermem gerekiyor bu şeyi halletmem gerekiyor .duyduklarım gördüklerim düşündüklerim farklı.kalbimle aklım çok ayrı yerlerde . ikisinin de aynı yerde olma ihtimali çok düşük .neyse daha fazla kafa şişirmeye gerek yok.

öf

bu gece yine bi sürü şey düşündüm tamamen saçmalıktı hepsi. ne yaptığım hakkında hiç bi fikrim yok sanırım . sadece özledim seni kaç zamandır görmüyorum ve özledim seni

19 Temmuz 2010 Pazartesi

yazıyorum ben ya

uzun zamandır yazmıyorum farkındayım.kimseninde pek umrunda değil zaten benim yazmam yada yazmamam olsun.kendim için yapıyorum zaten.çok içim dolu bu aralar kafam karışık ne yapsam ne etsem bilemiyorum hiç. çalışıyorum işte işler güçler falan . yazıcak hiç bişey yok aslında kafam da içimden yazmak geliyor ama bişeyler yazmak istiyorum . içimdekileri birine anlatsam o kadar rahatlıcam ki kafamda dolaşan okadar çok şey var o kadar var ki .yani anlıcağın arkadaş fena bi durumdayım biri yardım etse bana ne kadar hoş olur .bu yani bi ara daha düzgün daha mantıklı bi yazıyla şey edinceye kadar...

4 Haziran 2010 Cuma

mutsuz olmakta üstüme yok

bu gün o kadar sıkılıdım ki bak yine yazmak istedi canım. biliyorum farkındayım herşey istediğim gibi değil.hayallerle gerçekler arasında uçurumlar var .keşke keşke hayallerim gerçek olabilse belki bir saatliğine bile olsa ama olsa.şuaralar düşünüyorum ciddi anlamda düşünüyorum. baklımda "bazı" şeyler var . düşünüp duruyorum en ufak şeyi bile kafama takıyorum.en ufak şey bile mutsuz olmama yetiyor.ama bazen çok çok ufak küçük miniminnacık bişey büyük bi mutluluk yaşatıyor bana.3-4 gün önce gayet normalken neden birden bu kadar ciddileştim bilemiyorum çözemiyorum.bazı küçük şeyler hayatı güzel yaparmış gerçektende katlanır yaparmış o küçük şeyler hayattan zevk almamı sağlıyor.anladım büyük mutlulukar hep hayal kırıklığı getirdi küçük şeyler daha güzel.içimde bişey var kimseye söylüyemiyorum ama o şey küçükte olsa mutlu ediyor beni heycanlandırıyor.büyüsün istiyorum içime sığmasın bağırmak haykırmak istiyorum ama yapamıyorum.. okuyana saygılar sevgiler.

21 Mayıs 2010 Cuma

sanırım deliyim

aslında dün gece bişeyler yazmıyı planlıyordum ama uykum geldi yattım.aylar sonra saçlarımı farklı bi şampuanla yıkadım bu yüzden kendimi çok garip hissediyorum nedenini bilmiyorum ama şampuanıma ihanet etmişim gibi hissediyorum.sanırım iyice kafayı kırmaya başladım olur olmaz şeyleri düşünüyorum.geçen gün aklıma ne geldi biliyormusun ?acaba dedim her gün tatil olsa nasıl olurdu ? sanırım çok sıkıcı olurdu bi kaç gündür kendime tatil verdim ilk iki gün güzeldi ama ondan sonra sıkılma sıkılma sıkılma .sanırım tatil okadar da güzel bişey değilmiş .çalışmak iyidir.yine iyi saçmaladım acaba okuyan varmı bunları çok merak ediyorum.eğer okuyan olursa sevgiler saygılar .

6 Mayıs 2010 Perşembe

yazık

bu gün 6 mayıs .sevsekte sevmesekte bundan 38 yıl önce 3 genç öldürüldü.şuan yaşamış olsalardı ben sizden hatta okuyanların çoğundan daha büyük olucaklardı.şuan ben hiç bir ideolojinin yada düşüncenin savunucusu yada koruyucusu olarak değil sadece duyurlı bir Türk Vatandaşı olarak yazıyorum.evet eylelemlerini tamamen onaylamasamda bazı düşüncelerine katılmasam bile onlarla kesiştiğim çok nokta var .evet vatanseverim onlarda öyleydi.neyse bu konu uzar gider asıl olan şu ki bu ülkede vatanseverler suçlu hayinler ülke satıcılar,peşkeşçiler kahraman yapılmıştır(çoğunlukla)... neyse beni asıl üzen konuşu ki biz artık geçmişimizi öğrenmek istmiyoruz araştırmıyoruz.bundan 30-40 yıl önce ki olayları bile bilmiyoruz.ah bu diziler olmasa halimiz ne olurdu !!! geçmişini dizilerden öğrenen bi toplum ne yazık !!!.sevgiler saygılar.

4 Mayıs 2010 Salı

nasıl yani?

şimdi bu benim ilk yazım ya aslında ne yazcağımı pek bildiğim söylenemez.ilk olarak benden öyle şaheserler güzel yazılar falan filan beklmeyin.ben ne hissedersem ne istersem onu yazarım .hani çok bişey bildiğimde söylenemez.kafama göre yazıcam esicem görliycem ama yazıcam ne olursa yazıcam.kim okucak acaba yazdıkarımı onuda çok merak ediyorum ya neyse.gelelim şimdi ilk yazımın konusuna.bahar mevsimi evet evet evet mart nisan mayıs .nedendir ben hala anlıyamadım bu mart ayı geldimi insanlarda bi kıpraşma bi titreşme bi zıplama bi çoşma sapıtma vb. garip yani.anlıyorum çözemiyorum.tamam eyvallah havalar ısınıyor ondan diyosunuz peki tamam da bu sapkınlık niye herkeste salak bi aşık haller çözemedim bu işi... bi bilen varsa banada anlatsında bende bişeyler öğreniyim saygılar sevgiler .